Karadeniz Bölgesi’nde birçok yaylanın Cumhurbaşkanlığı imzasıyla imara açılmasını değerlendiren Ekolojist Aksu, ‘Her yeri paraya çevrilecek bir alan olarak görüyorlar. İnsanların ya da canlıların yaşamını düşünmüyorlar’ dedi
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla 31 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Trabzon’un Akçabat ilçesinde bulunan Hıdırnebi-1, Hıdırnebi-2, Bolu’nun Göllü Ören, Yaylabeli ile Amasya’nın Ahmetoğlu, Keşbeli, Çukurtuzla, Melikli, Çukuryayla, Alanbaşı, Kadı Çayırı, Kulam, Peynirçayı, Düvenci, Fındıkpınar yaylarının statüleri kaldırıldı.
Bu yaylalar imara açılabilecekken, Karadeniz’in doğasının tahribine karar verilen bir başka karar ise 6 Şubat günü Erdoğan’ın imzasıyla yayınlandı. Cumhurbaşkanlığının bu kararında ise Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Merkez Mahallesi’ndeki dünyaca ünlü olan Fırtına Deresi kenarında bulunan 29 parsel, toplu konut, turizm, ticaret ve cami alanı ihtiyacının karşılanması için kamulaştırıldı.
Atılan bu adımlarla Karadeniz’de önü açılan doğa talanını Ekolojist Cemil Aksu Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Kadir Güney’e değerlendirdi.
Paraya çevrilecek alan
AKP iktidarıyla birlikte madencilikte aşırı bir yoğunlaşmanın başladığını belirten Aksu, iktidarın ülkeyi bir tür enerji üssü yapma planları olduğunu ifade etti. Aksu, “Bu doğrultuda madencilik şirketlerinin çok ciddi teşviklerle önü açıldı. Karadeniz ya da Anadolu’nun her yerini paraya çevrilecek bir alan olarak görüyorlar. Bu gözle baktıklarında oradaki insanların ya da canlıların yaşamını düşünmüyorlar” diye belirtti.
AKP’nin uygulamaları
Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle şimdiye dek birçok yaylanın vasfının değiştirilerek imara açıldığına işaret eden Aksu, bu yaylalara baktıklarında AKP iktidarının uygulamalarından kaynaklı zaten fiilen yayla olma özelliğini yitirmiş durumda olduğunu gördüklerini kaydetti.
Büyük oteller sorunu
Aksu, 90’lı yıllardan beri iktidarların Karadeniz için enerji ve turizm merkezi yapılması yönünde söylemlerinin olduğunu hatırlatarak, bu söylemle birlikte yaylalarda oluşan küçük işletmeciliğin günümüze kadar yükselerek yerini büyük otellere bıraktığını vurguladı. Aksu, “Bu aynı zamanda çok ciddi bir yapılaşma sorunu yaratıyor. Karadeniz’de biz bunun etkisini her sağanaktan sonra görüyoruz” dedi.
Bürokraside tanıdığın varsa
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile son olarak Fırtına Deresi yatağının imara açılması üzerinde duran Aksu, tepkisini “Bu durum göz göre göre cinayete altyapı hazırlamaktır” diyerek gösterdi.
Son yıllarda istikrarsız doğa olaylarının yaşandığını dikkat çekip, buna göre planlama yapılması gerekirken, bu yönde adım atılmadığının altını çizen Aksu, şunları söyledi: Artık iktidar da öyle bir yere gelmiş ki kendi yaptığı yasalara bile uyamayacak durumda. Çünkü çark başka türlü dönmüyor. Dere kenarına bürokraside ya da AKP’de tanıdığın varsa izin alarak ev yaparsın ama doğa buna izin vermez. Tayyip izin verebilir ama doğa izin vermiyor. Bütün bu yanlış imar politikalarının bedelini yine doğa ve insanlar ödüyor. Bu politikalar terk edilmedikçe ödemeye devam edecek.
Siyasal iktidar değiştirilmeli
Karadeniz’in birçok yerinde yurttaşların doğa talanına karşı hukuki ve fiili olarak direndiğini belirten Aksu, fakat Türkiye’de hukukun işlemediği bir dönemden geçtiklerini vurguladı. Aksu, “Dolayısıyla insanlar bu tür konulardaki mücadelelerden çok siyasal iktidardan kurtulmanın yol ve yöntemlerini aramak zorunda. Önceden bir iki şirketle mücadele edilirken şimdi karşımızda siyasal iktidar var. İktidar değişmeden herhangi bir somut kazanım elde etmek mümkün değil” şeklinde konuştu.
İSTANBUL