Yaratıcı şair kimliği, sinema, resim alanlarında denemeleri; yönetmenlere ve müzisyenlere ilham kaynağı olan yaşamıyla Füruğ Ferruhzad 1967 yılında bugün, 33 yaşındayken şüpheli bir kazayla aramızdan ayrıldı
Füruğ Ferruhzad yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak 5 Ocak 1935’te Tahran’da dünyaya geldi. Füruğ henüz 16 yaşındayken, annesinin kuzeni ve kendisinden yaşça hayli büyük, sanat çevrelerinde belli bir üne sahip Perviz Şapur’a aşık olur ve ailenin ciddi itirazlarına rağmen evlenirler.
Bir yıl sonra, 1952’de oğulları Kamyar doğar. Doğumun ardından kocasıyla arasındaki anlaşmazlıklar artar ve boşanırlar. Füruğ “iffetsizlik”le suçlandığı velayet davasını kaybeder. Kimi kaynaklarda babası tarafından büyütülen oğlunu bir daha hiç göremediği belirtilmiştir.
Füruğ’un ilk şiir kitabı Esir 1955’te yayımlanır. Aynı yıl depresyon teşhisiyle bir psikiyatri kliniğinde yatarak tedavi görür. Ardından dokuz ay sürecek olan bir Avrupa seyahatine çıkar. 1956’da yayımlanan ikinci şiir kitabı Duvar’ı, 1958’de İsyan takip eder.
Oyuncu, senarist ve yönetmen
1959’da Gülistan Film adlı bir şirkette çalışmaya başlayan Füruğ, yaratıcılığını sinema alanına taşıma fırsatını bulur. Oyunculuk, senaristlik, kameramanlık, yönetmen yardımcılığı, film editörlüğü yapar. Sinemada ilk yönetmenlik denemesi olan Bir Ateş adlı belgesel kısa film, İtalya’da Belgesel Filmler Festivali’nde birinciliği elde eder. 1962’de çektiği Kara Ev filmi, Almanya’da düzenlenen Ober Havzen Film Festivali’nde en iyi film ödülünü alır. Kara Ev, Tebriz Cüzzamlılar Evi’ndeki yaşamı anlatan bir belgeseldir. Bu filmin çekimleri sırasında tanıdığı, altı yaşındaki Hüseyin’i evlat edinir. 1962 yılında UNESCO, Füruğ’a dair 35 dakikalık bir belgesel hazırlar. Aynı yıl Bernardo Bertolucci İran’a giderek sanatçıyla görüşür ve onun hakkında 15 dakikalık bir film yapar. 1964’te yeni bir şiir kitabı yayımlar. Bir Başka Doğuş adıyla Türkçe’ye de çevrilen bu kitap, Füruğ’un şiir sanatındaki en mükemmel ve başyapıt niteliği taşıyan eseri olarak kabul edilir.
Ressam ve çevirmen
Füruğ şiir ve sinema dışında, tiyatro ve resimle de ilgilenmiştir. Resimlerinde renkleri ustaca kullanmasıyla dikkat çeker. Bernard Shaw’ın bir oyununu Farsça’ya çevirir ve Pirandello’nun Altı Kişi Yazarını Arıyor oyununda sahneye çıkar. Öldüğünde sadece 33 yaşındadır. Yarım kalan son şiir kitabı, İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına ölümünden sonra yayımlanır. Anıları, röportaj ve mektupları ise Dünya Sevmek İçin Çok Küçük başlıklı kitapta toplanmıştır.
Kadınca bakış
Füruğ Ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Bunun yanında, şiirlerinde kadınların sorunlarını ele almakta ve İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Bu fikirleri zaman zaman şiddetli tartışmalara yol açmıştır. İran’da kadınların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunan şair, Şah’ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. Şiirleri kimi zaman İran toplumunda erotik bulunmuştur.
Gençlik döneminde yazdığı bir mektupta şöyle yazar: “Benim arzum İranlı kadınların özgürlüğü ve onların haklarının erkeklerle eşit olmasıdır. Ben bu ülkede erkeklerin adaletsiz dünyasında kız kardeşlerimin çektikleri sıkıntıları biliyorum. Sanatımın yarısını onların dert ve ıstırapları için kullanıyorum.” Füruğ’un kısacık yaşamı başarılarla dolu olsa da, belli ki o başarıya odaklanan biri değildir. Aslında yaşamayı ve üretmeyi dilemiştir.
Müziğe ve sinemaya ilham kaynağı
İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin 1999 yapımı Rüzgar Bizi Sürükleyecek filminin adı, şairin bir dizesinden alıntıdır. Yine Fransız müzik grubu Noir Desir’in Le Vent Nous Portera şarkısı (Rüzgâr bizi götürecek), Ferruhzad’ın bir şiirinden ilham alınarak yazılmıştır.
Olağanüstü yeteneği ve cesaretiyle yeni nesilden kadınların ilham kaynağı olmayı sürdüren Füruğ, 13 Şubat 1967’de Tahran’In Bagheri Kamasaei ilçesinde bir kaza sonucu yaşamını yitirir. Bu ‘kaza’nın Şah tarafından gerçekleştirdiğine dair bir şüphe de hep olagelmiştir.
HABER MERKEZİ