TJA aktivisti Sosyolog Neslihan Şedal, kadın mücadelesine yönelik baskı ve saldırı politikalarını değerlendirdi. Şedal, ‘Tecavüz, katliam ve şiddet suçlarını işleyenlere karşı eşitliği, demokrasiyi ve özgür yaşamı savunuyoruz’ diye konuştu
Türkiye’de katliamlarla devam eden sistemsel erkek şiddetine karşı, kadınlar dayanışma ağlarını daha da geliştirerek mücadelelerini sürdürüyor. Erkek şiddetinin yanı sıra devletin gözaltı ve tutuklama furyasına rağmen çeşitli kampanyalarla örgütlenenlerden biri de Tevgera Jinên Azad (TJA). Erkek şiddetinin kurumsallaştığı yaşamın tüm alanlarında, kadınlar “Em xwe diparezin” kampanyası ile özsavunma geliştirerek örgütleniyor. TJA aktivisti sosyolog Neslihan Şedal, bölgede taciz ve tecavüz zamlılarının cezasızlık politikaları sonucu serbest bırakılmasını değerlendirdi.
‘Yargı erkeği aklıyor’
Şedal, kadın özgürlük mücadelesinin dünyanın her yerinde iktidarlar tarafından bastırılmaya, sindirilmeye çalışıldığını söyledi. Son dönemde iktidarların kadın aktivistleri gözaltı ve tutuklamalarla engellemeye yönelik yeni yöntemler geliştirdiğine vurgu yapan Şedal, “Türkiye’nin kadına yönelik politikaları ile bu sisteme bağlı olarak hareket eden erkek yargının, şiddete karşı özsavunma kullanan Melek İpek’e ömür boyu hapis cezası istenmesi kabul edilir gibi değil. Şırnak’ta çocuğu cinsel istismara maruz bırakan uzman çavuşun tahliye edilmesi de. Bunlar yargının kadın ve çocuğa yönelik suçlarda erkeği akladığı sonuçlardır” şeklinde konuştu.
Etkili kampanyalar
Şedal, ülkedeki gelişmelere işaret ederek mücadele eden kadınlara karşı özel bir yönelimin olduğunu ve bunun başında da Kürt kadınlarının geldiğine dikkat çekti. Kürt kadın hareketi olarak yargının baskısı altında olduklarını söyleyen Şedal, şöyle devam etti: “Bu baskının temelinde, TJA’nın yaptığı tüm çalışmaların toplumsal bir karşılığının olmasına bağlayabiliriz. TJA ‘özgür eşyaşamı’ tüm alanlarda inşa etmeye çalışıyor. Demokratik bir siyaset için eşit temsiliyetin dayanağı olan ‘eşbaşkanlık’ modelinin örülmesi için çalışmalar yürütüyor. ‘Değişim ve özgürlük için sende ayağa kalk’ ile “Em xwe diparezin” (Kendimizi Savunuyoruz) kampanyalarıyla toplumun birçok kesimine dönük büyük etki yaratan çalışmalar yürütüyoruz. Erkekliğe dayanan tüm politikaları teşhir etmek ve erkekliği yücelten bütün kalıpları yıkmaya dönük çalışmaları yapıyoruz.”
‘TJA illegalize edilemez’
TJA olarak dünyadaki tüm kadınlarla ortaklaşa bir mücadele zemini yaratmaya çalıştıklarını da ifade eden Neslihan Şedal, “Kadınlar için hayati denilebilecek tüm yasa ve kazanımları korumaya dönük mücadelemiz bu çerçevede yürüyor. TJA’nın yürüttüğü çalışmalar evrensel kadın özgürlük mücadelesinden bağımsız bir çalışma kesinlikle değildir, hiçbir şekilde de illegalize edilmesini kabul etmiyoruz. Direnen kadınlar olarak ‘Anasoylu’ toplumun bilincimizin derinliklerinde hala var olduğunun farkındayız. Güçlü kadın karakterlerinin mücadelemizde bir çizgi olduğunu, umut olduğunu, gücümüzün de bu kadınlara dayandığını söylemenin çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Hikmet Tunç/Van-Jin News