İktidarın yüz yüze eğitim için gerekli önlemleri almaması nedeniyle okulların bir yıl kapalı kaldığını söyleyen Eğitim Sen Genel Başkanı Kurul, ‘Milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği tuhaf zamanlar yaşadık’ dedi
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), okulların önlemler alınarak açılması talebiyle kaygı ve sorunlara yönelik çözüm önerilerini paylaşmak için basın toplantısı düzenledi. Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya, Genel Başkan Nejla Kurul ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Kurul, “Salgın koşullarında okulların ve üniversitelerin sağlıklı ve güvenli bir biçimde yüz yüze eğitime açılması ve eğitimin sürdürülmesi için tüm önlemlerin alınması gereklidir” dedi.
‘Nüfusun tamamı aşılanmalı’
Toplum sağlığı için nüfusun tamamının hızlı ve yaygın bir şekilde aşılanması gerektiğinin altını çizen Kurul, “Okullarda sınıf mevcutlarının 20 öğrencinin altına düşürülmesi ve yeni eğitim emekçisi istihdamı sağlanarak, başta küçük yaş grupları olmak üzere yüz yüze eğitim başlatılmalıdır’ dedi
‘Demokratik olmayan işleyiş’
Salgında eğitim politikası geliştirme ve yönetme konusunda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Sağlık Bakanlığı’nın açık ve şeffaf veriler ile somut kriterlere dayalı etkin bir strateji geliştirmediğini dile getiren Kurul, “UNESCO verilerine göre, 14 Aralık 2020 itibarıyla toplam 210 ülkeden 106’sında okullar tamamen açık, 43’ünde ise kısmen açık kalmışlardır. Başka bir kategoride 34 ülkede okullar ara tatilde, 27 ülkede ise okullar kapatılmıştır. Türkiye okulları kapalı olan ülkeler kategorisinin içinde yer almıştır. Kalabalık okullar, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, birleştirilmiş sınıflar, aşırı merkeziyetçi bir yapı, okul içinde demokratik olmayan işleyiş nedeniyle olağanüstü koşullarda önlem alma kapasitesi sınırlı kalmış okul koşulları giderek otoriterleşen ve gerekli önlemleri alma konusunda isteksiz siyasal iktidarın iradesi ile birleşince okullar neredeyse bir yıl boyunca kapalı kalmıştır” ifadelerini kullandı.
‘Kürt çocukları dezavantajlı’
Türkçe bilmeyen çocukların daha çok mağdur edildiğine değinen Kurul, “Özellikle sadece Kürtçe bilen çocuklar eğitime ulaşmada dezavantajlı kaldı. Bu dönemde okulların kapalı olduğu, milyonlarca öğrencinin ise uzaktan eğitime erişemediği tuhaf zamanlar yaşadık. Sayıları giderek artan yoksul çocuklar, toplumsal cinsiyet rollerine uygun olarak ev içi işlere yönlendirilen kız çocukları, özel gereksinimli çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, mevsimlik işçi çocukları, göçmen çocuklar uzaktan eğitimi çok uzaktan izlediler. Çocuklar için eğitim hakkı yaşama geçirilmedi” diye konuştu.
‘Kamuoyunu oyalama’
Açılan köy okullarında ulaşımda yaşanan sorunlara vurgu yapan Kurul, “Birçoğunda sözleşmeli öğretmenlerin görev yaptığı okullarda, okul içinde alınması gereken önlemler konusunda ısrarcı davranacak sözleşmeli öğretmenlerin işlerine son verilme olasılığı ciddi bir tehdit oluşturmaktadır” dedi. MEB’in salığının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen okullarda gerekli önlemleri almadığının altını çizen Kurul, “2021 MEB bütçesi de COVID-19 salgını görmezden gelinerek hazırlanmıştır. Kulağa hoş gelen demeçler yerine salgın yönetiminde şeffaflığa odaklanması gereken MEB yöneticileri, genel geçer sözler söyleyerek kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir” ifadelerini kullandı.
‘MEB önlem almalı’
Kurul, devamında şunları söyledi: MEB’in sağlıklı ve güvenli bir eğitim için okul açma ve salgında eğitimi sürdürme stratejilerini farklı eğitim sendikaları, veli dernekleri ve okullardaki eğitim emekçilerini içerecek biçimde katılımcı mekanizmalarla belirlemeye çağırıyor; aşı başta olmak üzere gereken tüm önlemlerin bir an önce alınmasını talep ediyoruz.
ANKARA