• Künye
  • Hakkımızda
Pazar, Ocak 17, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

Akademinin sefaleti elitizm ve direniş

Salı, Ocak 12, 2021 09:59
içinde Yazarlar
Yangında ilk feda edilecek
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör atanmasını protesto etmek için üniversite öğrencilerinin geliştirdiği itiraz, uzun süre susuz kalındıktan sonra çölde bulunan bir vaha etkisi gösteriyor demokratik bir ülke özlemi olan herkesin üzerinde. Herkesin demokrasiye dair ancak serap görebildiği koşullarda baskı ve zulüm çölünde böyle bir vaha yaratabilmiş olması elbette önemli. Ağzını açanın, hapsi boyladığı bu koşullarda geliştirilen bu itiraz özerk üniversite ve özerk bilimsel geleneğin kısmen de olsa yaratılabilmiş olduğu bir üniversitede ortaya çıkmış olması elbette tesadüf değil. Derdini iki cümle ile ifade edebilecek birikimden yoksun insanlara profesör titrlerinin verildiği, çalma çırpma, aşırma, intihal çalışmalarla tezlerin, kitapların yazıldığı bir bilim ve akademi dünyası çok uzun zamandır Türkiye’deki üniversitelerin temel kanıksanmış ve neredeyse kimseyi rahatsız etmeyen özelliği. “Güneş dil teorisi”, “güneş tarih teorisi” gibi ırkçı kafatasçı tezlerin üzerine tesis edilmiş yeni cumhuriyetin akademi ve bilim dünyasının, bugünkü iklimin temeli olduğunu elbette akıldan çıkarmamak lazım. Bugünkü iktidarın kazanılmasında ve bu kadar uzun süre ayakta kalabilmesinde insanların inancı ve yaşam biçimine, eğitim hakkına dair ciddi bir insan hakkı ihlali olan ve bilim ile hiçbir alakası olmayan üniversitelerde uygulanan başörtü yasağının büyük bir rol oynadığını akıldan çıkarmamak lazım. Yeni cumhuriyet kurulurken İslami etkiyi kırmak ve devlete hizmet edecek bir din anlayışını geliştirmek, güdümlü bir laisizmi kurumsallaştırmak için pozitivist anlayışla bir yandan bilim olabildiğince kutsanıp yüceltilirken bir yandan da bilim dışı ırkçı bir anlayışla Türklük ve İslam dışındaki tüm kimlikleri inkâr eden tezler, yeni cumhuriyetin temel paradigması haline getirildi. Üniversiteler bilimsel çalışmaların geliştirildiği merkezler değil, yeni cumhuriyetin tekçi ideolojisinin bütün topluma üstten ve ciddi bir baskı ile dayatıldığı politikaların ideolojik üretim merkezleri olarak işlev gördü.

Cumhuriyetin yüz yıla yakın bir sürede inşa edilen ve devam ettirilen tepeden inme modernleşme projesine Türkiye toplumunun tepkisi yeni bir partiyi iktidara taşıyan ve uzun süre onu iktidarda tutan bir intikamla geldi. Ancak bu intikam Türkiye toplumuna aydınlığı getirmedi. Türkiye toplumunu modernliği ve Batıcılığı üstten topluma dayatan, insanların ne giyeceğinden nasıl nefes alacağına kadar belirleyen Türkçü İslamcı tekçiliğinin karanlığından tek tip yaşam biçimini, tek tip inancı, tek tip dini üstten insanlara dayatan İslamcı Türkçü tekçiliğin karanlığına savurdu. Ve elbette her iki tip tekçi baskıcı iktidarın inşasında da akademi ve üniversite çok önemli bir rol oynadı. Her iki iktidarın da paradigmasının inşasında, geliştirilip yaygınlaştırılmasında ve toplum nezdinde meşrulaştırılmasında en büyük vebal akademinin boynundadır. Bütün bunlar yaşanırken özerk bilimsel tavra sahip, itiraz eden, iktidarın bilim üzerindeki vesayetini kabul etmeyen bilimsel yaklaşım ne yazık ki Türkiye akademi dünyasında çok cılız vücut bulabildi. Bugün ve geçmişteki tüm baskı ortamlarında dönem dönem güçlü, tarihsel seyir içinde ise sürekli olarak cılız da olsa tepkiler verebilen üniversite gençliği ve akademi çok az da olsa yaratılabilen özerk bilim ve akademiyanın eseridir. İktidar sahiplerinin, Boğaziçi Üniversitesi’nde baskılara karşı geliştirilen itirazı gölgelemek için yönelttiği “elitizm” suçlamaları ve tartışmalarına girmek şu anda abesle iştigaldir ve geliştirilen itirazın kendi yörüngesinin dışında tartışılmasından başka bir şeye hizmet etmez. Bugünkü iktidardan faydalananların kendilerine bir önceki iktidardan katbekat lükse ve şatafata dayalı elitist bir yaşam plantasyonu kurduklarını hatırlatarak ve önceki iktidar biçiminin geliştirdiği elitizme eleştiri ve itiraz hakkını saklı tutarak asıl meseleye yani akademisyen ve öğrencilerin geliştirdiği itirazı tartışmaya dönmek gerekir. Kürd’ün belediyesine, derneğine atanan kayyum, iktidar gibi düşünmeyen hatta iktidar gibi de düşünse her Türk’ün üniversitesine, akademisine, bilimine, sanatına ve hatta aklına ve vicdanına atanan kayyuma dönüşeceği bilince çıkarılmadan ve bu anlamda mücadele ortaklaştırılmadan özerk bilim ve üniversite de demokratik bir toplum da ancak bir serap olarak kalabilir.

BenzerHaberler

Yangında ilk feda edilecek

Hakikatin kokusu

Yangında ilk feda edilecek

Kürt mantolu Madonna

 

Etiketler: İlham Bakır
İlham Bakır

İlham Bakır

İlgili Haberler

Eğleniyormuş gibi bir hali vardı…-TARİHİN BELLEĞİ
Yazarlar

Ne yeraltındaydı ne de demiryolu

Menderes’i yeniden öldürmek
Yazarlar

‘Açık toplum’ çağının eşiğinde

Korona sonrasını ‘güç’ belirler
Yazarlar

Demokrasi ve özgürlüğün cıvası: HDP!

Parlamenter diktatoryaya doğru…
Yazarlar

Trump’tan kahraman yaratmak…

Biraz cesaret! Sayın Babacan size diyorum!
Yazarlar

6-8 Ekim’den asıl iktidar sorumludur

‘Tanrı zar atmaz’
Yazarlar

Yerüstü sularını hapsettiler, sıra yeraltı sularında!

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Demokratik yerel yönetimler modeli hayat bulacak mıdır?-Ali Sinemilli

Erdoğan’dan yalnızlık itirafı

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

Paris yeniden ayakta: En az 80 kişi gözaltına alındı

Paris yeniden ayakta: En az 80 kişi gözaltına alındı

Bursa’da ikinci satılık kilise ilanı

Bursa’da ikinci satılık kilise ilanı

Covid-19: Dünya genelinde 25 milyonu aşkın kişi tedavi görüyor

Covid-19: Dünya genelinde 25 milyonu aşkın kişi tedavi görüyor

Tüm atananlar kayyum üniversite özerk olmalı

Tüm atananlar kayyum üniversite özerk olmalı

Eğleniyormuş gibi bir hali vardı…-TARİHİN BELLEĞİ

Ne yeraltındaydı ne de demiryolu

Doğan Güzel çizdi: İktidar milliyetçisi muhalefet milliyetçisini döverken

Doğan Güzel çizdi: İktidar milliyetçisi muhalefet milliyetçisini döverken

Menderes’i yeniden öldürmek

‘Açık toplum’ çağının eşiğinde

Korona sonrasını ‘güç’ belirler

Demokrasi ve özgürlüğün cıvası: HDP!

Parlamenter diktatoryaya doğru…

Trump’tan kahraman yaratmak…

Ameliyathane teknikerleri atama bekliyor

Ameliyathane teknikerleri atama bekliyor

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler