• Künye
  • Hakkımızda
Pazartesi, Mart 1, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

Gazeteci gözüyle savaş

Pazar, Şubat 21, 2021 10:00
içinde Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Stockholm. Balkan Savaşları uluslararası basının farklı cephelerde çok sayıda muhabirle izlediği bir konu oldu, birçok kitap yazıldı, çekilen fotoğraflarla birçok sergi açıldı. Bunlar arasında John Reed ve Leon Troçki de vardı.(*) Paris’te çıkan Le Journal adına gerek 1., gerekse 2. Balkan Savaşları’nı izleyen Fransız gazeteci Henry Barby (1876-1935) ise Kumanova, Pirleve, Manastır ve Edirne’nin düşüşüne tanık oldu. “Sırpların Zaferi” (1913) ve “Sırp- Bulgar Savaşı” (1914) başlıklı iki kitap da yazdı. 1. Dünya Savaşı’nda ise Barby, Kafkasya Cephesi’nde muhabirlik yapıyordu. Dolayısıyla Ermeni soykırımının gelişmini de sıcağı sıcağına, savaşın farklı evrelerinde izledi. Tanıklıklarını topladığı kitabı “Dehşet Ülkesi. Martir Ermenistan”.(**) Ermeni soykırımıyla ilgili çok önemli, gerçek kaynaklar arasında yeraldı. Barby, Osmanlı ordusunun geri çekilmesinden sonra Trabzon, Erzurum, Erzincan yörelerini 1916 ilkbahar başında savaş muhabiri olarak ziyaret etti ve çok canlı izlenimler aktardı. 1918’de Transkafkasya’ya yeniden geldi ve bu orada kalışın ürünü ise, o dönemde, bölgede yaşananlar ve özellikle Bakü Komünü’nünün kurulması ve onu izleyen olaylara ilişkin, “Rus Bozgunu. Bolşevik Çılgınlığı ve Ermeni Destanı” adlı kitabı oldu.

Barby 1916 Mart ayında Tiflis’ten hareket ederek trenle Sarıkamış ve Erzurum’a gitti. Daha Sonra, Rus ordularının hareketlerini izleyerek Doğu Anadolu’nun çeşitli illerini ziyaret etti. Bu ziyaretler ona, Ermeni soykırımından sağ kurtulanlardan aldığı önemli tanıklıkların kayda geçirmesini sağladı.

BenzerHaberler

Kıyım düzeyine varan intikamcı anlayış

Barış süreci derken, bazen oluyormuş!

Hey gidi Eminönü ilçesi

Barby’nin belgelendirme tabanı çok genişti. 1916 yılının Mart ve Nisan aylarında özellikle Ermeni ve Kürt görgü tanıkları ile detaylı görüşmeler yaptı. Bu arada Osmanlı İmparatorluğu’nda görev yapan ve o sırada tarafsız ülke statüsünde olan İtalya ve ABD diplomatlarının tanıklıklarına yer verdi.

Barby, Osmanlı devletinin savaşta müttefiki olan Almanya’nın yurttaşlarının (özellikle, Alman Kızıl Haç hemşirelerinin) tanıklıkları ve kaçan ve Tiflis’e sığınan Ermeni mültecilerin, yetimlerin tanıklıklarını da aldı.

Barby, “korkunç suçun, tüm Hristiyan halkın bu sistematik kökünün kazınması, İttihat hükümetinin suçudur” diyordu. Barby’nin farklı bölgelerde kaydedilen olaylara, özellikle ziyaret ettiklerine, özel olarak Erzurum vilayetine göndermede bulunuyor. Diğer vilayetlerden ulaşan tanıklıklarla da karşılaştırarak, imparatorluğun bütün bölgelerindeki Ermeni nüfusunun aynı kadere uğradığını saptıyor.

Aynı çerçevede Barby, Trabzon’da yaşananları da irdeler. Çok az istisna dışında, 14.000 sayısında, şehrin hemen hemen tüm Ermenilerinin öldüğü bu katliamlarla ilgili olarak, yazar aynı zamanda, bunların sorumluluğunu kentin İttihat ve Terakki Partisi başkanı, Nail Bey’e verir.

Barby, devlet politikası sonucu, 24 Nisan’da İstanbul’da Ermeni aydınlarının tutuklanmasına da değiniyor. “Aydınların ve farklı mesleklerden olan profesör, doktor, sanatçı, yazar bu kişilerin siyasal nedenden dolayı değil, ulusal kimliklerinden dolayı tutuklandığını” belirtiyor ve İttihatçı liderlerin onları susturmanın gerekliliğine inandığını söylüyor.

Barby, tüm Ermeni halkının silahsızlandırılması, Müslümanların silahlandırılması, Kürt çetelerinin örgütlenmesi, “çeteler” oluşturmak için, hapishanelerdeki suçluların serbest bırakılması gibi Osmanlı devlet politikasına da işaret ediyor.

Yazarın dikkatini çeken başka bir husus da, “hepsinin kökünü kazımak için bir bahane bulmak amacıyla”, Ermenilerin kendilerine yönelik kötü muameleleri protesto etmelerinin de “ayaklanma girişimi” olarak gösterilmesi ve bazı “fanatik ajitatörlerin” kullanılmasıdır.

Barby “operasyonun başkentten gelen bir emirle başladığının ve tüm illerde ve tüm köylerde ilan edildiğinin” açıkça altını çiziyor. “Gerçekte, bu sürgün, kıyım – kervan – çöl olan birbirini izleyen üç eylemle bir halkın kökünü kazımaktan, bir halkın aşamalarla kıyılmasından başka bir şey değildi” diye kitabını sonuca bağlar.

Anlatımını kendi izlenimleri ile zenginleştirir. Bölge Rus ordusunun eline geçtikten sonra, gazeteci Barby bir dehşete yolculuk yapar, kırsal alanlar hala insan kalıntıları ile doludur. Sanki Cadılar Bayramı’nda (Halloween) tarlalara atılmış oyuk balkabakları gibi. (***)

Can Dündar da, 2008 yılında yaptığı “Mustafa” adlı belgeselde, Mustafa Kemal’in 1916 yılında göreve yollandığı Mardin yollarında gördüğü kalıntılar nedeniyle karamsarlığa girdiğine üstü kapalı biçimde değinir.

Yüzleşilmeyen tarih kendini yeniler ve aynı görüntülere aynı coğrafyalarda tanık olunur.

(*) Bk: Leon Troçki, Balkan Savaşları, İş B. Yayınları, 2012; John Reed, Balkanlarda Savaş, Pencere Y. 2006.

(**) Barby H., Dehşet Ülkesi, Kurban Ermenistan, ed. Varoujean Poghosyan, Erivan Üniversitesi Yayını, 2015. İlk basım: Albin Michel, Paris. 1917

(***) Kirkor Balakian, Berlin’de eğitim gördüğü için ve Alman dostları nedeniyle sürgüne 1916 yılında yollanır. Yolda bütün bu insan kalıntıları yanında, kendine nezaret eden görevlilerin tanıklıklarını dinler. Toros tünellerini yapan işçilerin yardımı ile kaçırılır. Bk: Krikor Balakian, Ermenilerin Golgathası, Belge Yayınları 2014.

Etiketler: RAGIP ZARAKOLU
Ragıp Zarakolu

Ragıp Zarakolu

Tüm Yazılar

İlgili Haberler

Onlar Semirsin! Biz Geberelim!
Yazarlar

Tek zihniyet iki ittifak

Türkiye’nin Nizam-ı Alemi
Yazarlar

Kürt hareketinin global öncü-kurucu olma zorunluluğu

infazda neden eşitlik istiyoruz?
Yazarlar

feminizm özgürleştirir!

Korona sonrasını ‘güç’ belirler
Yazarlar

Kaynatılan HDP kazanı

TARİHİN BELLEĞİ-Erken doğmuş bir Führer
Yazarlar

Kim yürürse öldürürler  bilirsin…

Biraz cesaret! Sayın Babacan size diyorum!
Yazarlar

HDP ya da demokratlık

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Son damla taştı: AKP’li Fakıbaba istifa etti!

Son damla taştı: AKP'li Fakıbaba istifa etti!

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

Ankara Üniversitesi akademisyenlerinden Boğaziçi’ne destek

Ankara Üniversitesi akademisyenlerinden Boğaziçi’ne destek

Keyfi zulüm: Polis zırhlı araçla çocukları kovaladı

Keyfi zulüm: Polis zırhlı araçla çocukları kovaladı

Bu isyan eve sığmaz!

Bu isyan eve sığmaz!

Onlar Semirsin! Biz Geberelim!

Tek zihniyet iki ittifak

Özgürlük için yol bulmalıyız

Özgürlük için yol bulmalıyız

Grev haktır

Grev haktır

Meclis’in çökertildiği gün!

Meclis’in çökertildiği gün!

Meslektaşım, partili yoldaşım Yaşar Kemal

Meslektaşım, partili yoldaşım Yaşar Kemal

Ne yasak ne de serbest kitaplar

Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nden mektup

infazda neden eşitlik istiyoruz?

feminizm özgürleştirir!

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler