EŞİK’in ‘Kadın cinayetleri cins kırımı’ başlığı ile Meclis’i özel gündemle toplanmaya çağıran kampanyası devam ediyor. EŞİK üyesi Gökçiçek Ayata, Meclis’in acil olarak toplanıp, kadın katliamlarına karşı önlem alması gerektiğini söyledi
Yaklaşık 300 kadın örgütünün içerisinde yer aldığı Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), ülkede giderek artan kadın katliamlarına karşı 22 Ocak’ta “Cins kırımı” kampanyası başlattı. Meclis’in kadın katliamları özel gündemiyle toplanmasının talep edildiği kampanyaya çok sayıda kadın örgütü, yazar ve tanınmış isimler destek vererek, taleplerin bir an önce karşılanması için harekete geçti.
EŞİK üyesi kadın hakları aktivisti avukat Gökçiçek Ayata, kampanya ile “Cins kırımını” anlattı. Kampanyayla Meclis’in görevini yerine getirmesini istediklerini belirten Ayata, “2020’nin son günü 4 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Yaşananların artık bir cins kırım olduğunu ve Meclis’in hemen üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için kamuoyu çağrısı yaptık” dedi.
Kadın kırımı yaşanıyor
Ayata, “Cins kırım kadına yönelik cinayete varan şiddetin sistematikliğini ortaya koyan kavramlardan birisidir. Kadınlar kadın oldukları için öldürülüyor. Buna sadece kadın cinayeti dediğimizde sanki bireysel, tekil bir olay gibi görünüyor. Oysa Türkiye’de bizim yaşadığımız şey sistematik. Türkiye’de her gün en az 3 kadın öldürülüyorsa bunun adı cins kırımıdır. Bir kadın kırımı yaşıyoruz. Bu yüzden de bu sistematik durumun görülüp, görevlilerin sorumluluklarını yerine getirmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Devletin sorumluluğu
Devletin yükümlülüklerini hatırlatmak için kullandıkları kavramların önemine değinen Ayata, “Devletlerin kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmayla ilgili yükümlülüğü var. Tekil olarak sadece kadın cinayeti kavramını kullandığımızda, bütün gözler failin tutuklanmasına, daha fazla ceza almasına ya da idam gibi insan hakları ile örtüşmeyen bir takım cezalandırma türlerinin dillendirilmesine yol açıyor. Fakat cins kırımı dediğimizde devletin sorumluluğunu ve sistematikliği göz ardı etmesine işaret etmiş oluyoruz” diye konuştu.
Meclis ne yapmalı?
Ayata, Meclis’in kadın katliamlarının sistematik hale geldiğini kabul ederek buna karşı mücadele etmesi gerektiğinin altını çizdi. Yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Meclis bunun için bütçe ayırmalı, profesyonel kadrolar oluşturmalı, bu alanda yıllardır çalışan kadın örgütleri ile ortak çalışıp kadına yönelik şiddetle ilgili etkin politika oluşturmalı. Başta kadın erkek eşitliğini kabul edip, bu eşitliği sağlayacak politikaları hayata geçirmeli. Bunlar yapılmazsa cins kırımı sürecek. 4-5 yıldır da giderek vahşileşen bir cinayet tipolojisiyle karşı karşıyayız.”
Partiler üstü bir sorun
Meclis’te kadına yönelik katliamları ve şiddete karşı tepkilerin azınlıkta olduğuna işaret eden Ayata, sözlerine şöyle devam etti: “Kadına yönelik şiddet nasıl sistematikse buna karşı mücadelenin de sistematik olması gerekiyor. Meclis’te de etkin bir parlamenter sistemin gerekliliği de bu süreçte ortaya çıkıyor. Meclis kadın katliamları ve şiddeti partiler üstü bir sorun olarak görüp, ona göre ortak çalışması gerekiyor.” Kampanyanın desteklenmesini isteyen Ayata, kadın katliamları ve kadına yönelik şiddete karşı Meclis başta olmak üzere toplumun tümünün ses çıkarması gerektiği çağrısında bulundu.
Semra Turan/İstanbul-MA